Maddie Browne, çocukluğundan beri yakasını bırakmayan kâbuslarından, artık büyüdüğü için kurtulduğunu düşünüyordu. Ama şok edici bir aile sırrı meydana çıkınca aynı kâbuslar ona yeniden dadanmıştı; aynı bahçe, aynı salıncak, kızıl saçlı, iri bir adam ve Maddie’yi oradan uzaklaştırmayaçalışan esmer kollar…

Maddie, dertlerini unutmak için Davon’a, arkadaşları Kayla ve Wes’le vakit geçirmeye gitmeye karar verir. Ne yazık ki Çingene bir falcıyla yaptığı rahatsız edici bir görüşme, burada da rahatlamanın mümkün olmadığını ona gösterir. Wes’in tehlikeli şekilde yakışıklı olan kardeşi Alex’ten bahsetmeye gerek bile yoktur.

Ve bir de kâbuslarının aslında gerçek olduğunu düşünmesine sebep olan bazı durumlar vardır. Ama bazı rüyaların gerçek olmaması gerekir…