Akbaş, artık hayatının en dinç ve en güçlü dönemine geçiyordu. Tıpkı insanlardaki delikanlılık dönemi gibi. Her doğuş zordur; her zorluk da bir doğuşla sonlanır. Uzun ve yorucu yolculukların sonunda bir kolaylık vardır. Akbaş, acılarla ördüğü geçmişinin üstüne basarak yeni bir geleceğe kanat çırpmak üzere maceraya atıldı.
Akbaş Kartal, sonsuz gökleri mesken edinmişti. Gökyüzü onun emrindeydi. Mavi - kara bulutları dele dele geçer, dağların zirveleriyle dans ederdi. Her şey, her yer ayakları altındaydı. Tüm hayvanlar Akbaş’ı kıskanırdı. Süzüle süzüle inişi de yok mu? Ahhh bir kartal olaydım da şöyle salınaydım göklerde, diye kulaklara geliveren tüm yaratılmışların sesi duyulurdu doğada.