Bir çiftçinin tarlasında aniden ortaya çıkan ve bildik taşlardan çok farklı bir yapıya sahip olan keskin ve sert taşlar, şehirde hızla yayılmaya başlar. Taşların şehri tamamen kaplaması ve insanların evlerine hapsolmasıyla beraber kaos yaşanır.
Asım ve Faruk, bir devlet memuru ve bir polis olarak, taşların ortasında sıkışıp kalırken insanlığın doğa karşısında ne kadar güçsüz olduğunu gözler önüne serer. Çaresizlik içinde hayatta kalmaya çalışan bu karakterler, insanoğlunun doğaya karşı yaptığı hataların bedelini ödediğini fark eder.