Önünüzdeki kâseyi çıtlamak için ayçiçek çekirdekleriyle doldurun, sevdiğiniz koltuğa yerleşin, ayaklarınızı pufa uzatın, kendinizi sinema salonunda beyaz perde ya da televizyon karşısında film izler düşünün (…) Romanı okumaya başlayın, demlediğiniz çayla ya da daha keyifli olsun istiyorsanız, köpüklü Türk kahvesiyle yerinize dönün, merak etmeyin romandan koptum diye, bu işleri kotarırken diyaloglar size seslenecektir.

Elinizdeki roman, yazarının elinden kaçırdığı Bipolar Disorder tanısıyla Bakırköy Akıl Hastanesi’nde yatan Hoca nam kahramanın düş dünyasıdır.

Yazar, iki-üç cümle ile sahneleri tekil 3.şahıstan çizer, kenara çekilir, o da sizin gibi diyalogları okumaya başlar.

Kahramanlar tekil 1.şahıstan anlatır, bazen kendi içinde geri dönüşlerle iç çatışmaları, lkili tartışmalara döner, diyaloglar olayları sürükler.

Hoca, kendi yaşantısına değinir, Karşınıza çıkan görsellerde notaların eşliğinde Yesari’ni *Sonbaharı Bir Genç Kızla Hisarlarda Geçirdim* Nihavend şarkısını farkına varmadan söylemeye başlarsınız. Daha sonra anti kahramanı kadının (fahişe) peşinde sürüklenirsini Okumanız yol aldıkçaYüz-yüz elli yıllık konser salonlarında kendinizi Chopin dinler bulursunuz.

İçerik açısından güncel olayların peşinde sürüklenir (Ensest, lezbiyen ilişkiler ve Gezi parkı olaylarını televizyondan tekrar izlersiniz, o günleri anımsarsınız, Hint Öğretisinden gelen tek yumurta ikizi kız kardeşlerin ve kedilerin ezoterikliği, sizi peşlerinden sürükler.