...krallık kılıçla değil, boş tabaklarla yıkılır...
Oburluğun lanetlediği bir kralın ölümüyle başlayan gizemli kıtlık,toprakları çürütüp insanlığı hafızasını yitirdiği bir deliliğe sürüklerken, umut artık sadece bir kelimedir. Yamyamlığın fısıltılarla yayıldığı, şehirlerin ölü koktuğu bu karanlık çağda, son bir yolculuk başlar: Bereketin ve lezzetin son kalesi olduğu söylenen efsanevi Ladaga’ya doğru zorlu bir serüven. Bu yolculuğun kahramanı ise kılıcını bir şef bıçağı kadar ustalıkla, damağını ise bir harita kadar bilgece kullanan, diyarın tek “Gastronomi Şövalyesi” Ray’dir. Ray ve genç yaveri Kekik için bu arayış, sadece karınları doyurmanın ötesinde, damağın hafızasıyla, açlığın felsefesiyle ve insanın en temel arzularıyla yüzleştiği, her lokmanın bir anlama geldiği ölümcül bir imtihana
dönüşecektir.
“Buzdolabı Vatandaşları” ile gastronomi edebiyatının oluşmasına ve olgunlaşmasına imkân sağlayan Emre Turan, fantastik edebiyatın epik anlatısını, gastronominin derinlikli felsefesiyle birleştirerek Türkiye’de yepyeni bir türün kapılarını aralıyor. Tadın, kokunun ve hafızanın birer silaha dönüştüğü bu eşsiz dünyada Turan, okuru sadece bir macera okumaya değil, yemeğe, israfa ve insanlığa dair bildiği her şeyi sorgulamaya davet ediyor. Beş duyuya hitap eden sarsıcı betimlemeleri ve ustaca kurgulanmış karakterleriyle Gastronomi Şövalyesi, bir krallığın kaderinin bir parça ekmeğin, bir damla şarabın ve unutulmuş bir tarifin ardındaki sırlarda gizlendiği, soluksuz okunacak bir serinin ilk adımı.