Eşitlik ve refah arasında bir seçim yapmak zorunda mıyız? Pek çok kişi ekonomik eşitsizliği azaltmanın piyasa güçlerine ekonomik büyümeyi engelleyecek kadar ağır müdahaleler gerektireceğini düşünüyor. Washington’un ekonomi alanındaki en etkili isimlerinden biri olan Heather Boushey ise bu düşüncenin gerçeklerden uzak olduğu konusunda ısrarcı.
Boushey eşitsizliğin büyümeyi üç şekilde engellediğini savunuyor. Varlıklı aileler en iyi eğitim, sosyal ve ekonomik fırsatları tekellerinde tuttukları için yetenek, fikir ve sermaye arzını engeller; bu ayrıca özel rekabeti ve kamu yatırımlarını da altüst eder. Güçlü şirketler rakiplerini devre dışı bırakarak tüketicileri zarara uğratır, ücretleri baskılar ve yenileşimi engellerken, hükûmetler okullardan ulaşım altyapısına, bilgi ve iletişim teknolojisi ağlarına kadar “Amerikan rüyası”nı mümkün kılan temel kamu mallarını yetersiz finanse eder. Son olarak bu süreç, durgun ücretler ve yetersiz işyeri sosyal yardımlarının sıradan insanların satın alma gücünü elinden alması ve ekonomiyi finansal istikrarsızlığa itmesi nedeniyle tüketici talebini saptırır.
Bağımsız Bağlantısız, ABD ekonomisindeki derin sorunları ortaya koyuyor, ancak vardığı sonuç iyimser: Eşitsizliği azaltan politikalar izleyerek ülkelerin ekonomik ve siyasi geleneklerinin en iyileri korunabilir, geliştirilebilir ve bunu yaparak geniş çapta paylaşılan ekonomik büyüme artırılabilir.