60’lı Yıllarda Dağ Köylerinin bir kısmında henüz yol çalışması yapılamamış, Köylüler Şehirle ulaşımını at ve eşek üzerinde; günlerce yol giderek sağlamaktaydılar. Bu Hikâye diğer birçok köyle aynı kaderi yaşayan Yeniköy ve köylülerinin hikayesidir.
Süleyman, babası ve arkadaşlarıyla daha genç yaşta doğum sancıları tutan eşi Ayşe’yi kar ve tipi de imkansızlıklar içerisinde Hekime ulaştırmaya çalışmış. Bütün çabalarına rağmen hava şartlarının olumsuzluğu ve yolun olmaması bütün çabasını boşa çıkararak. Hayat mücadelesi için çıktı bu yolda Eşini kaybetmiştir. Eşinin ölüm sebebini tamamen yolun olmamasına bağlayan Süleyman köylerine yolunun açılması ve başka Ayşe’lerin ölmemesi gerektiğini düşünerek çıktığı yolda verdiği mücadeleyi anlatmaya çalıştım Hayal Dünyasını Zorladığımız hikayemizden küçük bir kesiti siz okuyucularımla paylaşmak istiyorum.
Biraz ilerleyince boş araziyi kızıla boyamış gelincik tarlasıyla karşılaştılar. Yanından geçerken Süleyman’ın gözüne tam ortada rüzgâr ile sağa sola savrulan beyaz bir gelincik takıldı. Onun yanında kocaman iki el büyüklüğünde birde kırmızı gelincik vardı. Kırmızı gelinciğin tam ortasında bir arı bal topluyordu. Bu iki gelincik rüzgârın da etkisi ile yerinden sökülüp Süleyman’ a uçmak ister gibi salınıyorlardı. Gelincikten uçan arı doğruca Süleyman’a yöneldi.
“Yol Hayattır” sloganı ile; Siz Değerli Okuyucularıma okuma heyecanını kaybetmeden sizleri içinde alacak, olayları birebir yaşatacak, sinema tadında bir hikâye sunmak istiyorum.