Tükendi
Stok AlarmıÖlmek, ölüm düşüncesiyle yaşamak, ölüm kaygısı çekmek insan hayatında önemlidir. Yaşam, yaşamak duygusu; tam karşısında ise ölmek. Ölüm insanın ötekiyle yüzleşmesiyse öteki ya ölüm sonrası idealize edilen ideal yaşama kavuşmak ya da hiçliğe uzanan bir diğer yol olabilir. Sonucu hangi bağlamda düşünülürse düşünülsün ölüm düşüncesi insanlığı meşgul etmiş ve üzerine konuşulmuştur.
Ölüm-yaşam ilişkisi bu dünyayı anlamlı kılmanın haricinde ölüm sonrası öteki dünyayı da anlamlı kılma çabası içinde olmuştur. Ayrıca insanın ölüm gerçeği karşısında ölümsüzlüğe ulaşma çabası felsefi düşüncede önemli bir yer tutmuştur. Hayatın geçiciliği karşısında insanın ölümsüzlük arayışı ve ezeliliğe kavuşmak istemesi bir diğer deyişle tanrısallığa ulaşma isteği ölümle ilintilidir.
Düşünce tarihinin değişerek dönüşümü aynı paralellikte ölüm düşüncesini de etkilemiştir. Özellikle de ölüm ve buna dayalı fikirler, insan odaklı felsefede düşüncenin hümanist karakterine bağlı olarak ön plana çıkmıştır. Bakıldığında Roma dönemi düşünürlerinin ölüm üzerine düşünceleri başlı başına bir yaşam felsefesi oluşturmaktadır. Yine modern dönem varoluşçulukta insanın özünün oluşmasında ölüm ve buna dayalı kaygılar, ölümü düşüncenin odağı haline getirmiştir.