Güneş, masmavi gökyüzünde parlak bir portakal gibi asılı duruyordu ama yeryüzündeki milyonlarca genç için o gün, sıradan bir gün değildi. Bugün, Uluslararası Uzay Keşif Ajansı’nın (UUKA) tarihin en cüretkâr projesi için seçtiği gençlerin açıklanacağı gündü. Projenin adı bile tüyleri diken diken etmeye yetiyordu: Anka Projesi. Amaç, gençlerden oluşan bir ekibi Mars yüzeyinde kurulacak ilk insan kolonisi olan Ares-1 üssünün öncüleri olarak yetiştirmekti. Bu bir oyun değildi, bir simülasyon hiç değildi. Bu, gerçek bir Mars görevinin ilk adımıydı.
Dünyanın dört bir yanındaki okullarda, evlerde, kafelerde tüm ekranlar aynı anda UUKA’nın logosuyla aydınlandı. Milyonlarca genç, nefesini tutmuş, hayatlarını sonsuza dek değiştirebilecek o anı bekliyordu. Ancak kimse, seçmelerin aslında aylar önce, kimsenin haberi olmadan, en beklenmedik şekillerde yapıldığını bilmiyordu. Kaderin görünmez iplikleri, dört farklı hayatı aynı olağanüstü amaca doğru çoktan örmeye başlamıştı.