Tâhirü`l-Mevlevî Edebiyat Lügati`nde nazîreyi, `[B]ir şairin manzum bir eserine [alelekser gazeline] diğer bir şair tarafından aynı vezin ve kafiyede olmak üzere yazılan benzer şiirdir. Bunu yapmaya tanzîr denilir` diye tanımlar.
Hamza Soysal`ın `Ululara Nazîreler`deki tanzîrleri şairin, deyiş yerindeyse, bir arkeolog gibi, edebî bir kazıya girişmesi sayılabilir. Şair, dîvânların kadîm sahîfelerinin toprağına gömülü olanları çıkarmış; onları hayranlıkla ve uzun uzun seyretmiş ve benzerlerini yapmayı tecrübeye girişmiştir.
Sonra, evet sonra, tanzîrlerini şiir müzesinin raflarına yan yana yerleştirir ve `Ululara Nazîrler` kataloğu ile, `her birini bir özge temâşâ ile` seyretmeye çağırır.