Tükendi
Stok AlarmıDaha önceki kitaplarımda, günümüzdeki adlarıyla “Moğolistan” ve “Çin” topraklarında kurulan Türk kağanlıklarının gerçek tarihlerini yazmıştım. Bu kitap, MÖ 2070 ile MS 1644 yılları arasında bu bölgede yaşamış olan Türk boyları arasındaki ilişkileri ele alıyor.
Türk boyları arasındaki bu ilişkiler genellikle savaşlar biçiminde oldu. Yağma, katliam, tecavüz ve kölelikle biten bu savaşlarda yüz binlerce Türk öldü.
Ancak yine de Moğolistan Türkleriyle Çin Türkleri arasında savaşlar dışında başka ilişkiler de bulunuyordu. Bu ilişkiler, kısa süreli de
olsa dostça ilişkilerdi. Bu dostça ilişkilerin en yaygın olanı ise kağanlıklar arası evliliklerdi. Kağanlar ve teginler (prensler) karşılıklı olarak birbirinden sık sık kunçuy (prenses) alıyordu. Bu kunçuylar da genellikle diğer ülkenin hatunu (kraliçesi) oluyordu.
Yapılan bu evliliklerle barışın sürmesi amaçlanıyordu. Ancak, barış yine de pek uzun süreli olmuyor ve savaşların önüne geçilemiyordu.
Türk boyları arasında yüzyıllarca süren bu yıpratıcı savaşlardan sonra küçük bir boy olan Mançular, Türk boyları arasındaki bu bitmeyen düşmanlıktan yararlanarak 1644 yılında Moğolistan ve
Çin’i ele geçirdi. Mançu boyunduruğu altına giren Türkler birkaç yüzyıl içinde kimliklerini yitirerek Moğollara ve Han Çinlilerine dönüştü. Bu dönemde Türkçe, Mançucayla karışıp Moğolcaya
dönüştü. “Çince” olarak adlandırılan Mandarince ise, Mançu Çing Kağanlığı döneminde Türkçe’den dönüşerek oluştu.