Üzerinde yaşadığımız şu vatan topraklarında, son yıllarda *Türk Milleti* ve *Türk* tabirinden rahatsızlık duyan bir kesimin varlığı Türk milletini şüphesiz üzmekte, rahatsız etmektedir. Üstelik adeta bu tutum, bir moda haline getirilmek istenmektedir. Daha da acı olan, öz be öz Türk milletinin evlâdı olan kardeşlerimizin de kimliklerinden vazgeçerek; *Halklar* kelimesini kullanmalarıdır.

Bu mukaddes vatan toprakları o kadar önemlidir ki; gizli ve açık düşmanlarımızın ezeli ve ebedi hedefleri olmuştur. Vatanımıza sahip çıkabilmek için kimliğimizi korumak; kimliğimizi koruyabilmek için de tarihimizi doğru öğrenmek mecburiyetindeyiz.

Anadolu’da hayranlıkla seyrettiğimiz en eski medeniyetlere ait kalıntı ve eserlerin bile (Çatalhöyük, Yazılıkaya, Efes, Side, Perge vs.) Türk milletine ait olduğunu kaç kişi biliyor? Yunan medeniyetinin tamamen İskit Türklerine ait olduğundan haberdar mıyız?

Anadolu’da hiçbir dönemde milletler mozayiği olmadığı, aksine Türk boy ve oymaklarının yüzlerce isimle anıldığı ve bunların ayrı topluluklar olarak sunulduğunu fark ettik mi?

Anadolu’nun da Orta Asya gibi Türk’ün anavatanı olduğunu görebildik mi? Türk Milleti’nin dünyanın dört bir yanına dağılıp devlet kurmasının gayesini anlayabiliyor muyuz?  İşte bunlar gibi çok sayıda soruların cevabını bu eserde bulacaksınız.