Hücrelerden Konser Salonlarına: Theodorakis’e Sormak, Mikis Theodorakis’in yaşamını ve eserlerini bir besteci, bir birey ve bir siyasi figür olmak üzere üç temel perspektiften ele alan benzersiz bir söyleşiler bütünüdür. Theodorakis’in uzun yıllar yol ve çalışma arkadaşı olan Asteris Kutulas, çerçeveyi geniş tuttuğu bu üç söyleşi aracılığıyla sanatçının bizzat içeriyi açmasına imkân tanıyor:
Göçer bir çocuğun ilk besteleri; hapishaneler, hücreler, işkenceler ortasında kalan bir gencin, müziği direnişin enstrümanına, kendini tavizsiz bir politik karaktere dönüştürmesi ve nihayet yasaklı yılların ve sınırların ötesine taşan bir müzik dehasının saygınlığıyla dünyanın sesine karışması…
Zülfü Livaneli’nin önsözü ile açılıp Charles Dutoit, Martin Walser ve Roger Willemsen gibi isimlerin değerli katkıları eşliğinde genişleyen kitap, böylece Theodorakis’in uluslararası kültür ve düşünce hayatı üzerindeki etkisini de gözler önüne seriyor.
Mecazi olarak söylemek gerekirse, ben bir Karagöz kuklası gibi parçalara ayrılmışım ve parçalarımı her yerde bulabilirsin. Bir gün birisinin çıkıp bu parçaları bir araya getirmesini ve benim bütünsel halimi ortaya çıkartmasını o kadar çok ümit ediyorum ki. İnsan olarak, adanmış bir yurttaş olarak ve besteci olarak gerçekte kim olduğumu.