Müslüman olduğunu söyleyen geniş kitleler üzerinde şeytanın bu kadar etkili olması ve onları Kur’an’a uygun bir hayat yaşamaktan alıkoyup hevâya tâbi bir hayatı yaşamaya, dünyevîleşmeye, sekülerleşmeye bu kadar kolay ve bu kadar yaygın biçimde yönlendirebilmesi, bu insanların Kur’an’ı hakkıyla okumamaları, anlamak, öğüt almak ve yaşamak için çaba göstermemeleri sebebiyledir.

Bu kitapta kapsamlı biçimde ele aldığımız üzere Allah (c) Kur’an’da, insanın en büyük düşmanı olan şeytanı ve dostlarını, cin ve insan şeytanlarını bütün yönleriyle tanıtmaktadır. Ayrıca onların tuzak ve oyunlarını, insana yaklaşma ve saptırma yöntemlerini açıklamakta, onların tuzaklarından ve saptırmalarından korunmanın yollarını da çok açık bir şekilde ortaya koymuş bulunmaktadır.

Ancak, Kur’an’ı anlamadan sadece Arapça kelimelerini telaffuz ederek ölülere “okuyanlar”(!) ya da evdeki kutsal Kitap olarak sadece öpüp başlarına koyanlar, Kur’an’ın bu hakîkatlerinden habersiz biçimde şeytanın süslediği tuzaklara kolayca kapılmaktadırlar. Üstelik hak yoldan habersiz olmaları sebebiyle, şeytan tarafından saptırıldıkları halde kendilerinin doğru yolda olduklarını sanmaktadırlar.