Bu kitap, geceyi dost bilmiş bir şairin, kelimelere sığınarak sustuklarını anlatma çabasıdır.
Kalabalıkların unuttuğu, gecenin hatırladığı bir adamın iç çekişidir bu.
Konuşmayı unutmuş bir kalbin, kâğıtlara fısıldadığı son mektup...
Her dize bir çığlık değildir burada bazen en derin feryatlar, en sessiz satırlarda saklanır.
Her şiir bir mezar taşıdır; her dize, aşkın, yalnızlığın ve terk edilişin sessiz ağıdıdır.
“Sevmek, bir şehri sevmek gibidir...”
Ve bu şehir, çoktan haritadan silinmiştir.
Sessizliğin yankısı kolay duyulmaz
Ama bu kitabı eline alan,
kendi içindeki suskunluğun sesini de duymaya başlar.
Burada bir adam var:
Adı rüzgârla silinmiş, sesi geceye gömülmüş.
Ama hâlâ yazıyor…
Çünkü bazı sessizlikler ömür boyu susmaz.
Ve bazı şiirler, kalpten değil, mezardan gelir.