Seleucia ad Calycadnum’un taşlarına kazınmış Roma kartalları ile Ermeni haçkarlarının kesiştiği noktada, Göksu’nun akışı yüzyılların hikâyesini terennüm eder. Roma ve Ermeni İzleriyle Silifke, Julius Caesar’dan Diocletianus’a uzanan koloni sürecini, Ermeni prensliklerinin gölgede kalan müdahalelerini ve Victor Langlois’nin iz bırakan sefer notlarını aynı panoramada buluşturuyor. Calycadnus Köprüsü’nün on evrelik inşa öyküsü, Legio XVI’nın kale surlarında bıraktığı amblemler ve Akyapı Su Kemeri’nin katman katman mimarisi; kentin “sınır karakolundan kültürel kavşak”a evrilme serüvenini gözler önüne seriyor. Fazla söze gerek yok: Silifke, Roma disiplinini Ermeni zarafetiyle harmanlayan benzersiz bir palimpsesttir.