Efendimizin (a.s.m.) yaşadığı Saadet asrını süsleyen yıldız insanlar olan sahabenin en büyük hedefi, Kur’an’ı hayatlarına rehber yapmaktı. Sevgili peygamberimiz (a.s.m.) bir güneş gibi ışık saçarken, etrafında pervane olan sahabilerin akıllarını meşgul eden en büyük soru şuydu:"Yaşayışımız, konuşmamız, halimiz, tavrımız hakkında Rabbimiz ne buyuruyor? Yaptıklarımız onun mukaddes kitabı Kur’an-ı Kerim’e uygun mu?"Böylece Rabbimizin yüce kitabı Kuran-ı Kerim, onların hayatlarına hayat olmuş, bütün ayetleriyle gündemlerine oturmuştu. Çünkü en büyük söz ve en büyük yetki onundu. Son bir asırda, özellikle günümüzde Kur’an’a inanan ve tasdik eden mü’minlerde bir gevşeme ve gerileme meydana geldi. Kur’an, bir çeyiz malzemesi gibi kanaviçeli kitabının içinde duvarlarda veya tozlu raflarda kaldı. Bir türlü okunan, anlaşılan, hayata uygulanan rehber olarak kabul edilmedi. İşte, bu kitap, Kur’an’ı okuma ve dinlemenin ötesinde gündeme almayı konu ediniyor. Kur’an Elinizdeki kitap, olayları hep Kuran’ca yorumlayanları örnek alarak, Kuran-ı Kerim’i okuma ve dinlemenin ötesinde gündeme almayı hedefliyor.