Tükendi
Stok AlarmıSekizinci yüzyıldan itibaren İslam medeniyetinin kalbi Orta Asya’da atıyordu. Semerkant, Buhara, Merv ve Harezm gibi şehirler, mimari ihtişamlarıyla değil, aynı zamanda dünyanın en önemli bilim, kültür ve ticaret merkezleri olmalarıyla da göz kamaştırıyordu.
Bu topraklar; İbn Sînâ’yı, Bîrûnî’yi, Zemahşerî’yi, İmam Mâtürîdî’yi ve İmam Buhârî’yi yetiştirmişti. Görkemli kütüphaneleri, kadim eğitim kurumları Nizâmiye Medreseleri ve canlı entelektüel tartışmalarıyla, insanlığın ulaştığı en yüksek medeniyet seviyelerinden birine tanıklık ediyordu.
Ne var ki bu altın çağ, aniden ve acımasızca sona erdi. 1220’li yıllarda başlayan Moğol istilası, önüne çıkan her şeyi yakıp yıkarak bu parlak medeniyeti adeta yerle bir etti. Kütüphaneler yakıldı, medreseler yıkıldı, âlimler katledildi ve geriye, insanlık hafızasından silinmesi imkânsız bir trajedi kaldı.
Bu kitap, Moğol öncesi Orta Asya’nın ulaştığı o muazzam ilmî, kültürel ve ekonomik zirveyi gözler önüne seriyor. Ardından yaşanan büyük yıkımın boyutlarını tüm çarpıcılığıyla ortaya koyarak, bu korkunç medeniyet kırılmasının neden olduğu kayıpları anlamamıza yardım ediyor.
“Moğol İstilası ve Orta Asya İslam Medeniyetinin Gerilemesi”, sadece bir tarih anlatısı değil, aynı zamanda ilmin, kültürün ve bir medeniyetin birikiminin ne kadar kıymetli ve korunması gereken hazineler olduğuna dair derin ve hüzünlü bir hatırlatmadır. Geçmişi anlamak ve geleceği inşa etmek isteyen herkes için vazgeçilmez bir kaynak.