On dokuzuncu yüzyıl Osmanlı “aydın-bürokrat” kuşağının seçkin isimlerinden Abdüllatif Subhi Paşa (1818-1886), İbn Haldun’un dünya tarihi niteliğindeki el-ʿİber’inin kadim milletlerin tarihine dair kısımlarını Osmanlı Türkçesine kazandırmıştır. Mısır’da Mehmed Ali Paşa’nın teşvikiyle başladığı bu çalışma, yalnız bir tercüme değildir: Subhi Paşa, yer ve şahıs adlarını farklı dillerdeki kaynaklarla karşılaştırıp asıllarına yaklaştırır; metindeki eksikleri giderir, olayları açıklığa kavuşturur. Bununla birlikte o, tercümesine yazdığı mukaddimede, tarih ilmini “eserî, beşerî, tabîî” olmak üzere üç ufukta kavrayan bir bakış da önerir. İlk gençliğinden beri eski eserlere, sikkelere ve kadim medeniyetlere duyduğu ilgi –ki kendisi ilk Türk nümismatı olarak anılmaktadır– bu tercümeye titiz bir ilim tarihi hassasiyeti kazandırır.
1854’te tamamlanıp 1859’da Miftâhu’l-İber adıyla neşredilen metin, Hz. Âdem’den antik çağın büyük halklarına uzanan geniş bir panorama sunar ve İbn Haldun’un Mukaddime ile sınırlanan şöhretinin ötesine geçerek ana metnin imkânlarını görünür kılar. Elinizdeki kitapta, Miftâhu’l-İber’in Latin harflerine aktarılmış neşri bulunmaktadır. İBER Yayınları “Halduniyat” kitaplığının beşinci kitabı olarak yayınlanan bu eser aynı zamanda, Abdüllatif Subhi Paşa’nın hem bir on dokuzuncu yüzyıl bürokratı hem de daha geniş perspektiften bir son Osmanlı entelektüeli olarak portresinin detaylandırılması bakımından oldukça kıymetlidir.