Tarihî olaylardan ders almak, tarihi derinlemesine bilmekten, sayısız tarih kitabı okumaktan daha yararlıdır. Tarihî hâdiselere vâkıf olmak, bir insanın tarihine mefahirine, bağlı olmak demektir. Toplumlar veya uluslar, tarihini karanlık dehlizlere atarsa, kendi zihinlerine, kendi düşüncelerine ve kendi öz değerlerine zincir vurmuş olur. Çünkü; “geçmişini bilmeyen toplumlar geleceğini tayin edemezler.

“Mâzinin Penceresinden” adlı bu kitabımda, ders almamız gereken olayları ve hikayeleri anlattım. Kaynak olarak gösterdiğim Dursun Gürlek hocanın “Kültür Dünyamızdan Manzaralar” adlı kitabından ve Merhum Cemil Meriç Üstadın “ Mağaradakiler” adlı kitabından paragraflar yazarak şiirsel olarak yorumladım ki; karanlığın zülfünü kirpiklerimizle tarayarak tozlanmış raflarda veya kütüphanelerde tozlanmış eserlerin tozlarını silkeleyerek aydınlık günlere yürümek gerektiğini hatırlattım. Özellikle gençlerimizin duygu dünyasına girip, tarih sahnesinin hayat merdivenlerine tırmanıp, geçmişin penceresinden gerçeklere bakarak ona göre hayatlarına yön vermelerini sağlamaya çalıştım.