Tükendi
Stok AlarmıKur’an, insan hayatı için gerekli olan değerler sistemini bütünüyle beyan etmiştir. Bu beyan, temel ilkelerle ve yoldaki işaretlerle sağlanmıştır. İnsanlar bu ilkeler ışığında, kendi akıllarını ve bilimi (müktesebatlarını) devreye sokarak anlamaya çalışacaklardır. Anlamaya yönelik çabalar/içtihatlar Kur’an’a ilave yapmak değildir. Hatta anlamaya yönelik farklılıklar, esasa tealluk etmedikçe zenginlik olarak görülmelidir.
Allah insanların, teakkul, tefekkür, tefakkuh, tedebbür gibi anlamaya yönelik akli güçlerini kullanmalarını isteyerek tenzili ve tekvini ayetleri doğru anlamalarını istemiştir. Dolayısıyla çağın aklı ve bilimi doğru kullanıldığında başta mucizeler olmak üzere, cennet, cehennem, araf, melek, cin şeytan, iblis, tağut, yecüc-mecüc, dabbetü’l arz, ashab-ı kehf, isra, mearic, mele-i ala, mescid-i aksa, meşa’ar-i haram, kevser, salat, salavat, zekât gibi Kur’an kavramları ancak doğru anlaşılacaktır.
Kur’an’ın, çağımıza ışık tutmasını istiyorsak, bulunduğumuz çağın akıl ve bilimiyle anlamak zorundayız. Bunun için de getirdiği temel mesajları/ilkeleri esas almalıyız. Bu ilkeler, tenzili olarak bildirildiği gibi, fıtri olarak insan tabiatına yerleştirilmiştir. İnsan, fıtri vicdanını doğru çalıştırırsa, tenzili ayetler ile uyumlu olduğunu rahatlıkla görebilecektir. İnsan bunu başardığında, hidayet üzere olacaktır.