Bu kitap, Miraa`nın gündelik hayatta üstlendiği görünmez rollerin izini sürüyor: kenar köylerin gölgesinde başlayan çiğneme halkaları, limanlara uzanan tedarik hatları, diasporanın salonlarında yeniden kurulan kimlik bağları. Ritüel, ekonomi ve hukuk arasındaki gerilimde Miraa`nın nasıl bir toplumsal maddeye dönüştüğünü anlatan çalışma; Kenya`daki üreticiden Avrupa`daki tüketiciye uzanan hikâyeyi sahadan örneklerle çözümlüyor. Ne tamamen yasaklanacak bir tehdit ne de romantize edilecek bir folklor: Miraa, çağdaş dünyada sınırlar, meşruiyet ve aidiyet tartışmalarını yeniden yazdıran dinamik bir ara-yüzdür. Okuru, bir yaprağın peşinden çok katmanlı bir toplumsal coğrafyaya davet ediyor. Aynı anda keyif, geçim, iktidar ve göç hikâyelerinin kesiştiği bu eşik, bugünün dünyasını anlamanın anahtarlarından biridir.