Tükendi
Stok AlarmıOnuncu yüzyılda Basra’da ortaya çıkan ve gizemini günümüze kadar koruyan İhvân-ı Safâ, risalelerinde insanın ruhsal boyutunu merkeze alan özgün bir düşünce sistemi kurar. Bu çalışma, İhvân-ı Safâ’nın “ruhsal tıp” anlayışını konu edinmekte ve kavramı nefs, bilgi, ahlak olmak üzere üç eksen üzerinden incelemektedir. Çalışmada ayrıca insan karakterinin oluşumunda gök cisimleri, burçlar ve ahlât-ı erbaa teorisinin etkisine dair risalelerdeki bilgiler sistematik bir biçimde değerlendirilmiştir. İhvân-ı Safâ’ya göre insan yalnızca bedenden ibaret değil, ruhani bir nefsle bütünleşen bir varlıktır. Bu nedenle tıpkı bedenin hastalanması gibi nefsin de hastalanabileceği kabul edilir. Risalelerde ahlâkî bozulmalar“ruhun hastalıkları” olarak ele alınmış, tedavi yolları ise çoğu zaman ahlâkî zıtlıklarla iyileştirme, nefs terbiyesi, bilgi ve dini değerler üzerinden şekillendirilmiştir. Bu bağlamda peygamberler, “ruhun hekimleri” olarak tanımlanmış, insanı gaflet ve cehaletten kurtaran hakiki rehberler olarak sunulmuştur.
Çalışmada İhvân-ı Safâ’nın düşünceleri, Antik Yunan filozofları ve İslam filozofları ile mukayeseli olarak ele alınmıştır. Böylece hem felsefi hem de dini kaynaklardan beslenen eklektik bir ruhsal tıp anlayışı ortaya konmuştur.
Sonuç olarak eser, ruh-beden ilişkisinden ahlâk eğitimine, gök cisimlerinin insan mizacına etkisinden nefsin arınma yollarına kadar geniş bir çerçevede İhvân-ı Safâ’nın özgün felsefesini ortaya koymaktadır. Bu yönüyle hem İslam felsefesi araştırmacıları hem de insanın manevi boyutuna ilgi duyan okurlar için dikkate değer bir kaynak niteliği taşımaktadır.