Roma dünyasının kuytularından Akdeniz’in köpüklü kıyılarına, Göksu’nun alüvyonlu deltalarından St Thekla’nın sihre yakın manastırına uzanan Egeria’nın Silifke Güncesi, Geç Antik Çağ’ın nabzını yerinde tutturan disiplinler üstü bir keşif yolculuğu.
Kadim bir kadın seyyahın gözünden Silifke Taşucu hattındaki litürjik törenler, göçen bulutlar misali akıp giden hac kafileleri, Göksu’nun ritmiyle örgütlenen tarım ekonomisi ve İsauria banditlerinin gölgesinde yükselen savunma duvarları birer‐birer gün yüzüne çıkarılıyor. Metin, yalnızca Egeria’nın Latince anılarını Türkçeye kazandırmakla kalmıyor; arkeolojik veriler, jeomorfik okumalar, toplumsal cinsiyet perspektifi ve enerji dolu bir anlatı üslubunu aynı potada eriterek Silifke’yi “periferik merkez” konumuna yükseltiyor.
Akademisyenler, sahaf kitap meraklıları, Orta Çağ seyyahlarının maceralarına tutkun romantikler ve tarih tutkunları… Bu çalışma, Göksu’nun serin suyunda ayaklarını daldırmak isteyen herkesi çağırıyor. Egeria’nın kaleminde inanç, toprak ve insan kokusu tek bir sayfada buluşuyor; modern okuyucu, adım adım ilerlerken hem kendi iç yolculuğuna hem de 5. yüzyıl Akdeniz’inin hayranlık uyandıran mozaiğine tanıklık ediyor.