Tükendi
Stok AlarmıTapu Tahrir Defterleri Osmanlı devrinden günümüze intikal eden en mühim tarih kaynaklarından biridir. Osmanlılar kendilerinden önceki Selçukluları örnek alarak tahrirler yapmışlardır. Tahrir kelime olarak yazmak anlamına geliyorsa da ıstılah olarak sayım demektir. XVI. yüzyılın sonlarına kadar hemen hemen her padişah döneminde tahrirler yapılmıştır. Kanunî gibi saltanatı uzun süren padişahlar zamanında bir yerine birkaç defa tahririnin yapıldığı görülür. Tahrirlerin yenilenmesi ve güncellenmesi tımar düzeninin ve vergi sisteminin işlemesi bakımından son derece önemlidir. Çünkü nüfusta meydana gelen değişmeler, ziraat yapılan arazilerin genişlemesi, su kaynaklarının azalması veya çoğalması gibi hadiseler tahririn güncelenmesini zaruri kılmaktadır.
Osmanlı Devleti’nde ekilebilir tarım alanlarını, gelir kaynaklarını ve vergi mükelleflerini tespit etmek amacıyla yapılan tahrir sonuçları önce mufassal denilen defterlere kaydedilirdi. Daha sonra tımar dağıtımında kullanılmak üzere icmal denilen defterler hazırlanırdı. İkişer nüsha düzenlenen bu defterlerden birer nüshası devlet merkezindeki Defterhâne’de saklanırdı. Diğer nüshaları ilgili eyaletin merkezinde genellikle bir kalede muhafaza edilirdi. Vergi ve tımarla ilgili olarak ortaya çıkan ihtilaflarda bu defterlere bakılırdı.
Tapu tahrirler ait olduğu kaza dahilindeki vergi mükellefleri, tarla, bağ, bahçe, su kaynakları, hububat ürünleri ve hayvan miktarını ortaya koymasının yanı sıra bölgede yaşayan insanların gelir kaynakları ve ekonomik durumları hakkında önemli bilgiler vermektedir. Bölgede ekilen/ekilmeyen alanlar, nüfusun hangi geçim kolu ile meşgul olduğu, bölgedeki meslek kolları ve coğrafyanın bunlara etkisi, defterde yer alan şahısların sülale, lakap ve unvan bilgileri bizlere demografik, sosyal ve ekonomik yaşama dair muhtelif veriler sunmaktadır.