Bir sonuç var ki, `toplum mühendisliği` sonucunda biz kültürümüzü, vicdanımızı, düşünme yetimizi kaybediyoruz ve bu da bir toplum için çok da uzun sayılmayacak bir sürede gerçekleşiyor.
İşte bu kitap da eskiyi, Samsun Çarşamba örneği üstünden yapılan röportajlarla anlatırken, aslında küçük ölçekte Çarşamba`nın büyük ölçekte Türkiye`nin değişimini vurgulamaya çalışıyor.
Kitapta bazı soruların cevaplarında farklı konulardan bahsedilse de cevaplara müdahale etmedim. Bazen de ben soru içinde sorular sordum. Hepsinde amaç eskiyi daha fazla açabilmek ve Sözlü Tarih`e katkıda bulunabilmek oldu.
İnsan yaşamında belki uzun ama toplum yaşamında kısa sayılabilecek bir sürede gerçekleşen olumsuzluğa doğru dörtnala gitme, toplum mühendisliğinin başarısı olsa da, toplum mühendisliği `şimdilik` kazandı, demek isteyebilirdim...