Banu Akman’ın şiirleri bizi bize açıyor: Ben derken aslında seni, onu, onları, sizi kastediyor ya da diğer tüm zamir kullanımlarında algıyı bene yönlendiriyor. Bireyi toplumda, toplumu bireyde eşzamanlı gören ve hiçbir türlü dayatmaya olanak tanımayan bir kavrayışın dışavurumları olan dizelerle örüyor kendi deneyimlerini. Hüzünden mutluluğa, yalnızlık hissinden birliktelik şuur ve neşesine, acı ve kederden inanç ve dirence, insan varoluşunun tüm kuşatıcı kavramlarını en uç noktalarına vardırarak dilsel ifade boyutuna getiriyor. Tamamen yaşanmışlıktan, deneyimlenmişlikten süzülen dizeler olduğu, ilk okuyuşta kendini hemen belli ediyor. İçtenliği ile bizi içten sarıyor... İçgörü, öngörü, sezi, önsezi, tevazu, evrensel insan bakışı, akıl verici olmayan içsel bilgelik ve insanî kuşatıcılığın şiir dili ile karşımızda duruşu böyle karşılıyor bizleri...