Eserimiz, Osmanlı Padişahı’nın sarayını bizzat içeriden gözlemleme ayrıcalığına sahip bir elçinin ayrıntılı notlarına dayanıyor. Yazar, sarayın konumunu, mimarisini, kapılarını, avlularını, köşklerini, bahçelerini ve kabul odalarını hem görkem hem düzen açısından tasvir ederek yapının nasıl bir güç ve ihtişam göstergesi olduğunu gösteriyor. Saray devleti ayakta tutan ritüellerle dolu büyük bir yönetim merkezi olarak resmediliyor. Vezirlerin oturma düzenleri, yargı süreçleri, paşaların görevleri, kabul törenleri ve Padişah’a sunulan armağanların töresel biçimi gibi ayrıntılar, imparatorluğun yönetim ritmini bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Eserin en çarpıcı yönlerinden biri ise saray halkını toplumsal rollerine göre betimlemesi. Cariyelerin eğitimleri, Haseki Sultan’ın konumu, padişahın özel hayatı, saray içindeki rekabetler, hediye ve unvan dağıtımları gibi unsurlar, sarayın görünmeyen iç yüzünü zengin bir gözlem diliyle aktarırken Osmanlı saray düzeninin hem ihtişamını hem de sert disiplinini açık biçimde yansıtıyor.