Tarihi sadece tarihçiler yazmaz. Gazeteciler de tarihe ışıt tutar; kalemiyle, objektifiyle önemli rol oynarlar. Yazıları renklendirense fotoğraflardır. Bahçeler vardır; mor sümbüllü, güllü, ötesinde kapı aralığında, tahmin edilemeyecek oranda dram çıkar karşınıza… Çakır Beyli Çiftliği’nden, çakır dikenli yollarda yürüyen, günümüzde suçluluğu ile suçsuzluğu tartışılan, bir devre imza atmış, bir imzayla da idam sehpasında sonlanan ömrün adı Menderes!

Bu kitap, edebiyat kavramlarının bir harmanlanması özelliğini taşıyor. Biyografi, öykü, röportaj, belge vs…Fotoğraflar başlı başına bir tat katıyor. Geçmişi unutursanız ben buradayım diyor. Kitap unutulanların, unutanların ilacıdır. Yeter ki, gerçek bilgiler içersin. İfadeler, yaşanmışlar çarpıtılmadan gözler önüne serilsin. Taraf tutmak, duygusallık tarihe ışık tutmaz, bilakis flulaştırır, karartır…

Tuğrul Sarıtaş dostumuz, arka bahçeye gerçek anlamda bakmış. Bilgisiyle, belgesiyle, fotoğrafıyla… Eline, yüreğine sağlık. Bir devrin perde arkasını gelecek kuşaklara doğruları, eğrileri olduğu gibi yansıtmak uğraşını kutluyorum.