“Kayıpların en alası olmasa dayanılmaz hafıza,
hızarı vuku bulunca acı mıdır kaçıran?
Parçalanana dek neydi tutulan?”
Zamanın düzleminden taşan bir şiir dili…
“Anakronik Düşler”, imgelerle konuşan, felsefeyle derinleşen, suskunlukla haykıran bir metinler bütünüdür. Anıl Belka, bu kitapta yalnızca şiir yazmaz; varoluşu dilin sınırlarında sorgular, anlamın ve hiçliğin eşzamanlı dansını kurar.
Her şiir bir çağrıdır: içe, dışa, geçmişe, geleceğe…
Bu metinler, bir şeyin değil, “şeylerin bilgisi”ni arar.
Bilinç sıçramalarıyla örülü bu düşlerde, kelimeler artık sadece anlam taşımaz; onlar bir varoluş formudur.
“Anakronik Düşler”, zamanla çatışan, kendilikle savaşan, anlamı yerle bir eden bir poetik manifestodur.
Okuruna yalnızca şiir değil, bir kırılma noktası vaat eder.