Gardiyanlığa ve evrenlere alışmaya başlayan Astrid, aniden zihnine dolan görülerle birlikte saklı olan kutuları aramaya devam eder. Diğer gardiyan ve erk hayvanlarıyla yolculuğu sırasında onları izleyen beş çift büyük gözden habersizdir. Bir sonraki durakları Antares’teki mezarlıklardan biridir ve bulduğu ipuçları onu, ona ait olan kutuya götürür. Astrid o kutuyu ellerinin arasına aldığında her şeyin değişeceğinin farkındadır. Yüzyıllardır Astrid’i bekleyen o güç, Astrid’i patlamak üzere olan bir volkana dönüştürür. Evrenler arasındaki geçitlerin yer değiştirmeye başlaması, katil bir ruhun Castor’a sızmasıyla işler daha karmaşık bir hâl alır. Fakat Astrid tüm bunlarla başa çıkmaya çalışırken asıl felaketin çok yakında olduğunu, herkesi alaşağı edip düzeni değiştireceğini bilmiyordur. 

Yüzyıllardır saklı olan, her birinde farklı güçlerin olduğu kutular bir bir açılıyor. Son kutu kimin ellerinde?

“Şimdi ne yapacaksın, Astrid?” Güçlü sesi kulaklarıma dolduğunda bedenim daha şiddetli titremeye başladı. Mor bir ışık gibi parlayan gözleri, yerde kendi kan gölünün ortasında uzanan adama kaydı. “Onu yaşatacak mısın?”