Acı sadece fizyolojik bir olgu mudur? Yoksa tarih boyunca değişen anlamlandırma biçimleriyle, kültürel ve düşünsel bir inşa sahası olarak değerlendirmek mi gerekir?
Javier Moscoso’nun Acının Kültürel Tarihi adlı çalışması, insan acısının Rönesans’tan günümüze kadar nasıl temsil edildiğini, nasıl paylaşıldığını ve nasıl kavramsallaştırıldığını inceliyor. Tarih ile felsefe arasında konumlanan bu kapsamlı eser, acının deneyimlenmesini mümkün kılan –temsil, sempati, taklit, tutarlılık ve anlatısallık gibi– tarihsel formları mercek altına alıyor.Moscoso, acının yalnızca bedensel fonksiyonuna değil, aynı zamanda ahlaki, toplumsal ve politik yönüne de odaklanarak, bireyler ve topluluklar nezdinde ne anlama geldiğini sorguluyor. Tıp tarihi, sanat tarihi, edebiyat ve düşünce tarihi ekseninde yürütülen bu disiplinlerarası inceleme, acıyı sadece bir semptom olarak değil, kültürel bir anlatı olarak ele alıyor.
El Mundo gazetesinin 2011’de en iyi on kurgu-dışı kitaptan biri olarak değerlendirdiği Acının Kültürel Tarihi, temel insani deneyimleri tarihsel bağlamları içinde anlamaya yönelik önemli ve çığır açıcı bir katkıdır.