Bazı hikâyeler duyulmaz; çünkü kimse onları anlatmaz.
Bazı acılar yazıya dökülmez; çünkü kelimeler bazen yetmez.
Ama suskunluk da bir dildir.
Ve Fesih Koç, bu kitapta tam da o suskunluğun sesine kulak veriyor.
Yaşamın Gerçekleri, Anadolu’nun taş avlularında, kıraç yamaçlarında, mutfakların loş köşelerinde biriken sessiz hayatlara açılan bir pencere…
Bir ceviz dalının gölgesinde serpilen kırgınlık, bölünemeyen bir mirasta yitirilen kardeşlik, bir tas çorbanın paylaşımıyla sınanan insanlık…
Her biri küçük bir kıvılcım gibi görünürken, yazar bu öykülerde ardında yanan büyük yangını anlatıyor.
Fesih Koç’un kalemi sade ama derindir.
Çünkü o, hikâyeyi değil; insanı anlatır.
Bir çocuğun bakışında, bir annenin içe gömdüğü ağıtta, yaşlı bir adamın suskunluğunda konuşur.
Bu kitap yalnızca okunmaz.
Duyulur.
İçten içe işitilir insanda.
Ve bazen, tek bir cümlesi, yıllardır kalpte tutulan bir duyguyu dile getirir.
Yaşamın Gerçekleri, yazarın resimlerinde olduğu gibi, kelimelerle çizilmiş içli bir manzaradır:
Acının, adaletin, vicdanın ve zaman zaman geciken barışların resmidir.