Dil, sadece insanın kendini ifade ettiği bir kodlama sistemi değildir. Onun da bir tarihi, kültürü ve insana iyi gelen bir ruhu vardır. Dil ile düşünür, dil ile üzülür, dil ile sevinir insan. “Düşünce dilden, dil düşünceden doğar.” diyen Eflatun, ne kadar önemli bir farkındalığa ışık tutmuştur. Ve kelimeler, geçmişin en eski tanıkları olarak bazen anlam yükünü başka bir kelimeye bırakıp dinlenmeye çekilirken ardında tatlı ve anlamlı hatıralar bırakır. Kelimeler arasındaki dostluk, bazen başka bir dilin örtüsü altına girince gizemli hâle gelir.