Gençlerü o akşam kınalarını yaktılar, çıkınlarını hazırladılar. Vehbi Hoca’nın ezan sesi ile camiye yöneldiler. Köylüleri ile belki de son kez öğle namazı kılacaklardı. « Gidip de dönmemek var, gelip de görmemek var »dı. Sonu nereye varacağı belli olmayan bir savaşa girilmişti. Hangi, cephede, hangi düşmanlarla savaşılacaktı. Çöle mi, karlı dağlara mı gidilecekti ? Kalanlar ne yapacaktı. Tarlayı kim sürecek, harmanı kim kaldıracaktı ?