Gerçekten önemli olan bir tek felsefe sorunu vardır, intihar. Yaşamın yaşanmaya değip değmediği konusunda bir yargıya varmak, felsefenin temel sorusuna yanıt vermektir.
Tanrılar tarafından, her defasında yeniden aşağı yuvarlanacak olan taşı tepeye çıkarmakla cezalandırılan Sisifos, taşı belirlenen noktaya çıkarırken yeniden aşağıya düşeceğini bilse de onu taşımaya devam eder. Sisifos, Camus için bir kahramandır. Onun tek başına didinmesi bile varoluşun anlamsızlığına karşı bir direniştir.
Yabancı romanında okuduğumuz uyumsuzluk duygusu, 20. yüzyıl felsefe tarihinin en mühim metinlerinden biri kabul edilen Sisifos Söyleni’nde düşünsel zeminini bulur. Absürde karşın yaşamayı, başkaldırmanın gerekliliğini savunan Camus uyumsuz kavramını burada somutlaştırır: İnsan öncelikle uyumsuzluğun bilincine varmak zorundadır ve bütün bu anlamsızlığa rağmen direnmeyi seçmelidir.