Bir yaz gecesi, yıldızlarla dolu gökyüzünün altında gizemli bir tren yol alıyor…
Bu trenin yolcularından biri, yalnız bir çocuk olan Giovanni; diğeri ise en yakın arkadaşı Campanella. Samanyolu’nun parıltılı duraklarında ilerledikçe, dostluğun anlamını, yaşamla ölüm arasındaki ince çizgiyi ve insan ruhunun derin sessizliğini keşfediyorlar.
Kenji Miyazawa, Samanyolu Ekspresi`nde masalsı anlatımıyla felsefi bir dünyanın kapılarını aralıyor.
Gerçekle hayalin birbirine karıştığı bu büyülü hikâyede, kaybın acısı ile umudun dinginliği evrenin sonsuzluğunda birleşiyor.
Her yaştan okurun kalbine dokunan bu başyapıt, insanın kendi içsel yolculuğunu hatırlatıyor:
Yol, yalnızca yıldızlara değil, aynı zamanda kalbin en derin köşelerine uzanıyor.
Bir tren, bir çocuk, ve yıldızların ötesine uzanan bir yolculuk…
Samanyolu Ekspresi, her satırında yaşamın anlamını yeniden düşündüren büyüleyici bir klasik.