1980’li yıllardan bu yana, sosyal risklerin toplumsallaştırılma mekanizması olan sosyal güvenlik sistemlerinin, kamu - piyasa ortaklığı ve / veya dışlanan kamu kavramsallaştırması temelinde, piyasalaşma ve bireyselleşme yönünde dönüşümüne tanık olunmaktadır. Emeklilik reformlarının farklı ülke örnekleri kapsamında sergilediği özellikler, emeklilik sisteminin kamu ve piyasaya tanınan işleve göre çok basamaklı bir yapıda tanımlandığını göstermektedir. Kamu - piyasa ortaklığı temelinde özel emeklilik programlarının son çeyrek asırda, dünya genelinde sergilediği özelliklerden çıkan dersler, Türkiye’de gerçekleştirilen emeklilik reformları için oldukça önemlidir. Türkiye’de emeklilik sisteminde süreç içerisinde kamu - piyasa ortaklığı temelinde, kamunun rolünün azaltıldığı görülmektedir. Uygulanmakta olan bireysel emeklilik programı geniş nüfus grupları açısından dışlayıcı etki yaratmaktadır. Süreç içerisinde ortaya çıkan gelişmeler, ikinci basamak zorunlu mesleki emeklilik programlarının sisteme dâhil edilme olasılığını güçlendirmektedir. Mesleki emeklilik programlarının farklı ülke örnekleri kapsamında sergilediği deneyimler, ülkelerin refah rejimleri, endüstri ilişkileri sistemleri ve işgücü piyasası özelliklerinin, özel emeklilik programlarının kapsamını belirleyen temel değişkenler olduğunu göstermektedir. Türkiye’de sosyal güvenliğin dönüşümüne ilişkin yazında ele alınmayan söz konusu değişkenler, ikinci basamak mesleki emeklilik programları dahil olmak üzere özel emeklilik programlarının uygulanabilirliğine ilişkin ciddi sorunların olduğunu göstermektedir. Türkiye’de işgücü piyasaları ve endüstri ilişkilerinin sergilediği özellikler, emeklilik sistemine ilişkin finansman sorunlarının sadece özel emeklilik programları ile çözülemeyeceğini, sosyal güvenlik politikalarının istihdam politikaları ile bir bütün içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini işaret etmektedir.
Yayınevi
:
Siyasal Kitabevi
2. Hamur