Payanda’nın üçüncü sayısıyla karşınızdayız. Bu sayıda dosya konusu olarak Türkiye’de –ve de aslında dünyada- kökleri yüzlerce yıl geriye uzanan bir sorunu ve kadim bir topluluğun kültürünün çağımızda yaşadığı derin sarsıntıyı mercek altına aldık. Türkiye’de Çingene (veya bazı kesimlerin kullanım tercihine göre Roman) toplumunun tarihi, bugünü ve yarını üzerine bu alanda çalışmalar yürüten bilim insanları ile çok yönlü bir dosya oluşturmaya gayret gösterdik. Çingeneler ile ilgili bilimsel ve popüler çalışmalarda, bu toplulukla bir tür “aşk-nefret ilişkisi” kurulduğunu söyleyebiliriz. Uzun asırlar sonucu oluşan literatür bize Çingeneleri dışlayan/öteleyen metinler ile onların “otantik” yaşamına abartılı bir hayranlık duyan oryantalist yaklaşımların bir tür bileşkesini sunmaktadır. Payanda bu sayısında her iki romantik tavırdan da uzak bir tutumla Çingenelerin kültürüne, kökenlerine, tarihlerine ve her toplumda olduğu gibi bu kültürün değişimine odaklanan yazılar ile bu konuya farklı bir yaklaşımı yansıtmayı amaçlamıştır. Gelecek sayılarda buluşmak dileğiyle…