“...Eski Pagan uygarlıkları üzerine olan bu kitaptaki amacım, yalnızca göze çarpan noktaları sunmaktır, çünkü bu ciltlerin sınırları içinde kapsamlı bir çalışma olanaksızdır. Gördüğüm pratik amaç, insan ırkının ilerlemesine ve eski ve modern zamanlarda ulusların karşılaştırmalı refahına ilişkin sağlam çıkarımlar yapmak için yeterli sayıda kabul edilmiş gerçekleri bir araya getirmektir. Doğal olarak yaptığımız ilk araştırma, eski milletler tarafından kabul edilen çeşitli dini sistemlere ilişkindir, çünkü din, şu veya bu biçimde, kurumların en evrenseli olduğundan ve durum üzerinde en erken ve en büyük etkiye sahip olmuştur. ve dünyanın her döneminde halkların yaşamları, yani uygarlıkları üzerine. Ve zorunlu olarak, dinin amacının ne olduğunu göz önünde bulundurarak, herhangi bir halk arasında veya herhangi bir zaman diliminde elde edilen herhangi bir özel biçimini incelemeye giriştiğimizde, sormalıyız: O dinin rahipleri ve bilgeleri, dinin yüce fikirlerini ne kadar öğrettiler? Tanrı, ruh ve ölümsüzlük? Ahlakın yüksek ve değişmez ilkelerine ne kadar ulaştılar? Din, öğretildiği gibi, onu uygulayanların yaşamlarını pratikte ne kadar etkiledi? ve onları birbirlerine adil ve makul davranmaya, kutsal tefekküre, asil eylemlere veya daha yüksek ve sonsuz bir yaşam beklentisiyle yüce bir dinlenmeye götürmek mi?...”