Nihayet Dergisi Sayı: 125 Mayıs 2025

63,00 TL
Yayınevi Liste Fiyatı:
70,00 TL
Stok Adedi: 7

Tükendi

Stok Alarmı

MASKELEME VE FIŞLENME KISKACINDA
YÜZÜN YENİ HÂLLERİ

Bugün bizler için yüz tartışmalı bir sahne. Sosyal medyada onu dönüştürme gücüne sahibiz. Kullandığımız filtreler bize yeni bir yüzü ucuza almamızı sağlıyor. Bu maskenin sunduğu güvenli temsil alanında bir başkası olma yani seyreltilmiş bir şizofreni deneyimi yakalayabiliyoruz. Maskenin sunduğu bir başkası olma deneyimi binlerce yıldır sahneleme sanatlarının aşinası olduğu bir deneyim. Ama o kadim deneyimde maske, herkesin işin iç yüzünü bilebildiği bir gözönündelikte, sınırlı bir sürede ve belli bir mesajı taşıyıcı olarak yer alıyordu. Maskenin ardındakinin numara yaptığını, oyun-ayin-temsil bitince onun aramıza aşina hâliyle döneceğini biliyor, önümüzdeki kıssadan alınacak hisseyi arıyorduk. Bugünse hiçbirimiz, filtreli yüzün iç yüzünü tanımıyoruz. Üstelik bu geçici kurulmuş bir sahne de değil. Hayat boyu sürdürebilecek bir oyuna dönüşme potansiyeli olan bir karartma. Ortada maske var ama bu bir maskeli balo değil. Gerçeğin bilinçli gizlenmesi, oyuna gizem katar ama bu yeni durum gerçeği gizlemeye ve meraklıları gerçeğin peşine düşmeye tahrik etmeye değil gerçeğin kendisini tahrip etmeye yönelik bir yozlaştırma. Yani yüzünü değiştiren gerçeği ebediyen gizlemek istiyor.

Dolayısıyla gerçek hakkındaki tutumumuz ve bilgimizin kendisinde meydana gelen bir çarpıtmayla karşı karşıyayız, basitçe bir gerçeği gölgeleme ve perdelemeyle değil. Öte yandan güvenlik endüstrisi, yüzleri izliyor, fişliyor ve yüzü devletle sermayenin hizmetine sunuyor. Ortada bir aldatmaca var: İnsanlar arasında yüzle dilediğimiz gibi oynama hakkı ve keyfi
teşvik edilirken devlet ve sermaye (mesela bankacılıkta) karşısında yüzü ciddiyetle sunma zorunluluğunu dayatıyor.

Nihayet bu sayıda yüzün yeni hâllerini ve yüzle kurduğumuz yeni ilişkinin gerçeğin tabiatına dair bilgimizin aşınmasıyla kurduğu ilişkilere sosyal, psikolojik ve kültürel bağlamda eğildiği nitelikli bir dosya ile karşınızda. 

Dosya Murat Küçükçifci’nin, “Doğanın Yüzü, Kültürün Yüzleri” başlığında, yüzün ikametgâhını doğa ve kültür üzerinden ele alan, yüzü kültürde konumlandırarak antropoloji ve sosyoloji dışında yüzün konumlandığı en geniş ifade biçiminin edebiyat olduğundan bahsettiği yazısıyla açılıyor. Ardından Mehmet Emin Balcı’ın, “Kuma Çizilmiş Yüz Modern Bireyin Kayıp Sureti” yazısında yüzün geçmişten bugüne tutarlı bir kimlik alanından çıkarak bugün sürekli biçimlendirilmesi gereken bir inşaat alanına çevrilmesiyle yüzün bir projeye dönüşmesini aktarıyor.  Mehmet Ulukütük, “Biyometrik Sınır Rejimlerinin Gölgesinde İnsansızlaşan Yüz, Yüzüzleşen İnsan” başlığıyla, yüzün kriminal hesapların, ulus-devlet ideolojilerinin kontrol kıskacında yüzün güvenlik meselesine dönüşerek ahlaki varoluşun dışına çıkmasını ele alıyor. Ardından Didem Arvas, “Kirlilik, İktidar ve Direniş Arasında Yüzün Yıkımı ve Yeniden İnşası” yazısında, “Yüzün açık tutulması” talebi her daim salt güvenlik motivasyonlu bir talep olmadığını, bedeni disipline eden müdahaleler çoğu kez homojen ulusal kimlik inşasının bir veçhesiyle sürdüğünü aktarıyor. Özlem Derin Sağlam, “Görünmek ve Gizlenmek Arasında: Modern Çağın Maskeleri” yazısında kozmetik ve makyajın arkasında sosyal medya, kimlikler ve modern yüzü irdeliyor. Şura Ulu, “Filtrelenmiş Gerçeklik” yazısında filtrelerle gelen kusursuz görünüm ve sosyal onay baskısının yüzü artık yalnızca görsel değil bir kimlik biçimine, sosyal zırh hâline dönüştürdüğünü dair detayları irdeliyor. Betül Nesibe Özkars, “Yüz ve Kişilik Kendi Yüzüne Bakmayı Öğrenmek” başlığında insanın ötekinin yüzüne bakarak kendisini şekillendirdiği, insanın yüzüne bakma cesaretiyle kendini dönüştürmesini modern psikoloji bağlamında ele alarak eleştirel bir yazı sergiliyor. Zeynep Özel, “Semerkandlı Güzeli Temsil Ederken” isimli yazısında Shirin filminden yola çıkarak bir dünyanın kadınlarında gözlemlediği yüzleri kültürel deneyim ve edebi anlamda klasik metinlerde yüzün temsillerine örneklik olarak aktarıyor. Aybala Hilal Yüksel, “Miyazaki’nin Yüzleri” çalışmasında Miyazaki’nin anime karakterlerinin yüzleri bağlamında karakterlerin iç dünyalarını temsil eden yüzler üzerine filmografik bir okuma yapıyor.


Nihayet’in Kayıtlar, Hayat Memat ve Kültür Atlası sayfalarında da okuru birbirinden önemli yazılar bekliyor.

Cihan Aktaş, “Bir İş Bitince Diğerine Koyulan” başlığında Aktaş, bir fuarda tanıştığı Gökçe Değirmen’in tüm insanların yardımına koşan ince ve nitelikli hayatına tanık edişini yardımlar, izler ve insanlar üzerinden aktarıyor.

Samiha Nur Mıhçıoğlu “Saatnâmelere Dair” başlıklı yazısında Müslümanların zaman algısını, zamana verdikleri kıymeti saatnâmeler bağlamında tarihsel olarak irdeliyor.

Tevfik Furkan Akbuğu, “Dinin Feyzi Neresindedir? Ahmet Hamdi Akseki’nin Unutulmuş Bir Konuşması” başlığında Ramazan-ı Şerif münasebetiyle Akseki’nin yaptığı Türkiye’nin çeyrek
asırlık inkılaplar tecrübesi ve II. Dünya Savaşı sonrası yaşanan kısmî yumuşama dönemi açısından
kıymetli ve yönlendirici konuşmayı ele alıyor.

“Evrak-ı Perişan Arasında” serisine devam eden Necati Tonga ise “Ahmet Muhip Dıranas’ın Unutulmuş Bir Hikâyesi” başlığında Dıranas’ın öğrenciyken Muhip Atalay müstearıyla yazdığı “Yorgan” başlığında hikâyesini Nihayet için aktarıyor.

Tahsin Yıldırım “Şâir-i Azam’ın Parasızlıkla İmtihanı” yazısında Abdülhak Hamid Tarhan’ın kişisel özellikleri sebebiyle geçen zorlu ve borçlu hayatını biyografik zenginliklerle aktarıyor. 

Sezer Şimşek “Meşrutiyet ve Cumhuriyet Dönemi Basınında Önemli Bir Gazeteci Refi’ Cevat Ulunay” yazısında köşe yazarlığı, hatıraları, romanlarının yanı sıra tarihi kişiler ve karakterlerin yanındaki tanıklıkları aktararak tarihsel bir karakter Ulunay’ı öne çıkarıyor. 

Ahmed Fatih Andı, “Düşmana Dönüşmek İsrail ‘Yerleşimci’ Kolonyalizminin Amerikan ve Alman Kökenleri” yazısında, Orta Doğu’nun tek demokrasisi olma, meşru müdafaa hakkı, Nazizmin reddi söylemlerinin öne çıkarılmasına rağmen “İsrail”in yerleşimcilik pratiklerini Amerikan ve Alman kolonyalizminin etkisinde olduğunu belirten dikkatli bir gerçekliğin vurguluyor.

Ömer Yalçınova, “Nihal Atsız’ın Ruhu Selim Pusat’” yazısında bir karakter Pusat’ın Nihal Atsız’ı temsile dönüşmesini, Yalçınova’nın Nihal Atsızın tek romanı dediği Ruh Adam bağlamında roman ve karakterlerinden bir Atsız portresi çiziyor.

Ayhan Demir, “Manastır’ın En Mahrem Caddesi Hamidiye” hakkında kartpostalını ortaya çıkardığı yazısında Manastır caddesini Osmanlıdan bugüne kültürel bağlamda anıyor. 

Mehmet Kırtorun, “Bir Kasabanın Yüzyıllık Yalnızlığı Macondo’nun Gölgeleri ve İnsanlığın Perdeleri” başlığında Marquez’in anlattığı hikâyeden yola çıkarak yalnızca bir köyün hikâyesi değil bastırılmış hakikatin sembollere bürünerek geri dönüş hikâyesini Macondo’nun kaderi bağlamında insanın iç hikâyesiyle yüzleşme kıskacında ele alıyor.

Kevser Çelikel, “Erguvandan Manolyaya Şehirde Çiçek İzleri” isimli yazısında İstanbul’un çiçekleri ve erguvanların kadim tarihi hakkında bilgi vererek günümüze ulaştığı yazısında çiçeklerden yapılan turşudan başlayarak yemeklere kadar uzanıyor.

Nihayet’i Türkiye’nin her yerinde gazete bayileri, seçkin kitabevleri ve zincir mağaza marketlerde bulabilir, www.birliktedagitim.com sitesinden kolayca abone olabilirsiniz.

Yayınevi : Nihayet Dergisi
Barkod : 4444444443765
Boyut : 20.5x30
Sayfa Sayısı : 136
Cilt Tipi : Ciltsiz
Kağıt Cinsi : 1. Hamur
Basım Yılı : 2025
Cep Boy : Hayır
1. Hamur

Yorumlar

Sonuç bulunamadı.
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.