Tükendi
Stok AlarmıEtrafta bir aydınlanma, kar beyazı bir ışık, soğuk hâkim. Nemli kokuyor her yer. Görüntü, ses ve soğuk birleşerek aynı anda uyandırmış gibiler beni. Her birinde yapışkan bir kararlılık. Yorgana sıkı sıkıya sarınıyorum. Hiç bırakmayacak gibi. Sanki kurtlar üstümden çekecek de lime lime edecekler beni. Bir titreme geliyor, dişlerim zangır zangır. Kaburgalarımı sıktıkça sıkıyorum. Başım yastıkta âdeta horon tepiyor. Gözkapaklarım gözbebeklerimle birleşmek ister gibi, ısınmanın tek şartı buymuşçasına sıkıyorlar kendilerini. Boynumdaki damarlar sertleşiyor, çatlayıp etrafa saçılmasınlar diye yorganı kafama kadar çekiyorum...
Nihan Özkan, hayatın acımasız döngüsünü, aile içi suskunlukları, kimlik kaymalarını ve varoluş sancılarını derin ve çarpıcı öykülerle anlatıyor.
Bazen annesinin gözlerinde kaybolan bir evlat, bazen bir avcının ellerinde şekillenen bir kadın, bazen de sisin içinde kaybolan bir beden… Her öykü, var olmanın ağırlığını, yok olmanın hafifliğini hissettiriyor.
Nasıl Yattıysam Öyle Kalkmadım, bireyin içindeki derin yaralara dokunuyor; yitirilenlere, suskunluklara, öfkelere ve nihayetinde yüzleşmeye davet ediyor.