1920’lerin Amerika’sında parıltı, hırs, aşk ve hayal kırıklığı bir arada…
F. Scott Fitzgerald’ın ölümsüz eseri Muhteşem Gatsby, “Amerikan Rüyası”nın ihtişamlı yüzünün ardındaki çöküşü anlatan en etkileyici romanlardan biridir.
Jay Gatsby, geçmişte kaybettiği aşkı Daisy Buchanan’a yeniden kavuşma umuduyla görkemli partiler düzenleyen gizemli bir milyoner. Ancak bu ışıltılı dünyanın ardında yatan gerçekler, tutkular ve hayaller birer birer çözülürken, Gatsby’nin cenneti sahte bir illüzyona dönüşür.
Fitzgerald, görünüş ile gerçek, umut ile boşluk arasındaki ince çizgide gezinen bu romanında yalnızca bir aşk hikâyesi anlatmaz; aynı zamanda bir dönemin çöküşünü, yozlaşmış değerleri ve insan kalbinin kırılgan özlemlerini de gözler önüne serer.
Her sayfasında 1920’lerin parıltılı dünyasının gölgesinde yankılanan bir melankoli vardır. Muhteşem Gatsby, aşkın, hırsın ve hayal kırıklığının sarsıcı birleşimiyle edebiyat tarihine kazınmış bir başyapıttır.
Bir aşkın ardından, bir rüyanın çöküşüne tanık olun.
Zenginlik, ihtişam ve boşluğun iç içe geçtiği bu klasik, her dönemde insan ruhunun en derin arzularına dokunmaya devam ediyor.