Tarih, bazen unutulmuş kahramanların gölgesinde saklanır. Hiç kimsenin ayak basmadığı, nefesinin bile değmediği topraklarda, kaderin düğümleri çözülmek üzeredir. Bir an sonra, barutun yetmediği, kılıçların bile keskinleştiği amansız bir savaş başlayacaktır. Kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla herkes aynı ateşle yanacak, aynı kutsal mücadeleye atılacaktır. Fakat zaferin yolu uzun, bedeli ağırdır. O yolu yürümek için kahramanlar gereklidir—ölümü göze alan, vatan uğruna her şeyini feda edenler… Tıpkı İsmail’in boyun eğişi gibi, tıpkı bir adanmışlık gibi. Çünkü vatan, bayrak ve özgürlük ancak uğrunda ölmekle kutsallaşır.

Gördesli Makbule… Adı tarih sayfalarında fısıltıyla anılan ama yüreğinde vatan aşkı bir yangın gibi büyüyen bir kahraman. Henüz düşman ayak sesleri duyulmadan, onun ruhu bu topraklar için savaşmaya hazırdı. Ellerinin kınası kurumadan, özgürlüğü ve bayrağı için silaha sarıldı. Dağ, taş, kar, kış demeden, erkek-kadın ayrımı gözetmeden direnişin en ön saflarında yer aldı. Gözünü kırpmadı, geri adım atmadı. Çünkü vatan savunmasında korkuya yer yoktu.

Bu kitapta, sadece bir hikâye okumayacaksınız. Sayfaları çevirdikçe, genç bir kızın vatan sevdasıyla dağlara çıkışına tanıklık edecek, onunla birlikte savaşacak, onunla birlikte düşeceksiniz. Ve her kelimede, bu toprakların hangi bedellerle vatan olduğunu iliklerinize kadar hissedeceksiniz. Bu sadece bir roman değil, aynı zamanda bir minnet borcunun, bir özgürlük destanının yeniden yazılışıdır