Herkesin bir kuyusu vardır. Kimi ihanetten, kimi yalnızlıktan, kimi kayıplardan düşer içine. Kimi o kuyuda çürür, kimi ise kendine merdiven dayar. Bazısı da “Nasibim kuyudadır belki,” der.
Bu kitap; sabrın, affetmenin, kırılmanın ve yeniden doğmanın hikâyesidir. Bir Yusuf’un kuyusundan Mısır’a yürüyüşü gibi, insan da kendi karanlığından aydınlığa yürür.
Sayfalar arasında belki kendi yaralarınızı görecek, belki hiç kimseye söyleyemediklerinizi bulacaksınız. Çünkü bu satırlar, bir yazarın eseri değil; hepimizin yaşamlarının birer eseridir. Yaşantılar aynı, hisler ise ortaktır.
Çünkü karanlığa düşmeyenler, aydınlığın kıymetini bilemezler.