Tayland kültüründen ilham alan ve Victor Hugo’nun klasik eseri Sefiller’in izinden yürürken yürek burkan, soluk soluğa bırakan fantastik bir hikâye…

Chattana şehrindeki ışıkların tümü, Büyük Yangın’dan sonra ortaya çıkan Vali’nin gizemli gücüyle çalışıyordu.
Bu ışıkların uzağında, Namwon Hapishanesi’nde doğan Pong’un kaderi ise çoktan çizilmişti: damgalanmak, yargılanmak ve her daim dışlanmak.
Pong bir suçlu değildi aslında. Toplumun ona biçtiği rolü reddeden küçük mahkûm, bir gün o büyülü ışıkların arasında yürüyebilmeyi hayal etmişti, vakti geldiğinde ise karanlığı yararak kaçtı. Fakat dünya, onun hayal ettiği gibi değildi. Parlak ışıklar altında eğlenen zenginlerle, gölgede yaşayan yoksullar arasında büyük bir uçurum vardı.
Newbery Onur Ödüllü, adalet, empati ve vicdan üzerine düşündüren bu roman; karanlıktan kaçan değil, ışığın peşinden giden her yaştan okur için…