Yüce Allah, ‘insanları sadece kendisine kulluk etmeleri’ için yarattığını bildirmiş, ‘ölümü ve hayatı sınanma sebebi’ kılmış ve insanı, yeryüzünde ilahi güzellikleri temsil bağlamında ‘halife’ olarak nitelendirmiştir. Allah’ın halifelik misyonu verdiği, erkek ya da kadın değil insandır. Halifelik statüsünün bir gereği olarak da insan, hak ve sorumluluklarla donatılmıştır. Allah nezdinde, kulları arasında insanlık onur ve değeri bakımından erkek, kadın diye bir ayırım söz konusu değil iken, tarihsel süreç içinde kadın, kendisine Yaratanı tarafından verilmiş olan bu değerden çoğu kez mahrum bırakılmış, en tabiî haklarından bile kimi zaman yararlanamamıştır. Kur’an’da, kadının toplumsal yaşamda yetki sahibi bir birey olduğunun belirtilmesine ve Peygamberimiz döneminde kadınların, sosyal yaşamın pek çok alanında kendilerini ifade etmiş olmalarına rağmen, tarihsel süreç tersine gelişmiş ve bu anlayışın bir neticesi olarak da günümüzde pek çok araştırmacının bu konudaki eleştirileri, yorum sahiplerini aşarak, doğrudan Kur’an’a ve sünnete yönelmiştir. Dr. Ülfet Görgülü`nün bu çalışması, siyasî alan içinde erkek için doğal kabul edilmiş olan hakların, önemli ölçüde aslında kadınlar için de geçerli olduğunu konu edinmektedir.