İnsanlar kaderi ile doğar, derler. Kaderi biz tayin edemeyiz ve o bize yazılır ve içimizde dışımızda her zaman bizimledir. Sanatın içinde de öyledir ki, yazar bu anlamlı eserinde kaderin bize bazı cilvesi olduğunu öykülerinde anlatmaya çalışmıştır.
Öyküler bir kurgu ama öykülerde mutlaka bir gerçeklik payı da vardır.
Londra’da başlayan bir zaman dilimine bakınca yazarın iyi bir gözlemci olduğunu sezebiliyoruz. Bunu diğer öykülerinde de gözlemlemek mümkündür Samira’nın hayatı çok ilginç gelir okuyana.
Yazar her şeyi olduğu gibi abartısız anlatmış ki her okur bundan bir ders çıkarabilir ve kendine farklı yön çizebilir, yoksa kaderin bazı cilveleri onu başka şeye doğru yöneltir. Bazen kadere yön verebiliriz. Bunu bu öykü kitabındaki öykülerde de sezmek mümkündür.