*Güzel gören güzel düşünür,* derler.

Sahi siz, hayata hangi açıdan bakıyorsunuz? Negatif duyguların görüş alanınızı daralttığı puslu bir daireden mi? Böyle olunca, kirli camdan bakıp dış dünyayı temiz görmek, olayları sağlıklı yorumlamak mümkün değildir.

Hayat aynasının karşısına geçin şimdi de. Yüzlerce aynanın olduğu yerde hissedin kendinizi ve siz sevinçle gülümsüyor, koşturuyorsunuz. Ne gördünüz? Size doğru gülümseyerek koşan insanları… Sonra da, kızgın bir çehre ile bağırın çağırın aynalar karşısında. Ne gördüğünüzü sormak dahi istemiyorum

Ya da, yankısı çok olan bir dağın eteğinden *Seni seviyorum* diye bağırın. Ne duydunuz?  Şimdi de *Seni sevmiyorum* diye bağırın. Karşıdan gelen ses de, *Seni sevmiyorum* diyecektir. Gördüğünüz gibi hayat, bakış açınıza, söylediklerinize ve işitmek istediklerinize göre şekilleniyor. Ne veriyorsanız onu alıyorsunuz.

İşte size, hayat yolunda ilerlerken doğru düşünerek doğru yere gitmenizi sağlayacak bir pusula. Kitabın adı *Hayatın Pusulası*. Ama, dosta yazılmış uzunca bir not pusulası, ama doğru yönü gösteren bir pusula, nasıl değerlendirirseniz…