Uzaklarda karlı Toroslar, Tarsus Irmağı, deniz orman... Kışın göl, yazın bataklığa dönüşen sazlıklar...

Betonlaşan kentler, çarpık yapılanmalar...Yeşilin yok edilmesiyle börtü böceğin, kuşların yaşam alanlarının daratılması..

"...Karadenizliler, Kayserililer, Malatyalılar geldi şehre.." derken iç göçün kentlerdeki ekonomik, sosyal, kültürel dengeleri alt üst edişi...

Avlanan bıldırcınları öykülerine katarken kaçamak aşkları, emeği, güçlüyü, güçsüzü...

Akdeniz`in kıyılarından söz ederken bireylerin ruhsal derinliklerini...

"...Sıcaktı, çok sıcaktı. Hava tandır ağzı gibi yanıyordu..." derken sömürülen emekçilerin çıkmazlarını...

Meyhanelerde tartışan yarı aydınları anlatıyor bu öyküler...

Dil, kurgu, konu, karakterler öyküsel bir bütünlük taşırken, kişilerin çıkmazında toplumsal olana ayna tutuyor... Dilin kurgusal ve şiirsel örgüsü öyküler boyunca birlikte gelişiyor.

- Nazmi Bayrı